Türkiye’de sanayileşme arzusu çok güçlü başladı, fakat son zamanlarda hissedilir bir duraklama yaşanıyor sanki…
Gelin yıllarla birlikte atılan adımlara birlikte göz atalım… - 1928-1950; Devletçilik ve sanayileşme… (Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve İnönü…)
- 1950-1960; Devletçilik ve dağınık sanayileşme hareketi… (Adnan Menderes)
- 1960-1980; Karma ekonomi. Sanayileşmede gelişme dönemi. (İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan)
İşte bu yıllarda yaşanan dalgalı politikalardan sonra sanayileşme heyecanı kayboldu ve küçük işletmelere dönük desteklerin devreye girdiğine şahit olduk…
- 1980-2002; İlk engellemelerin ortaya çıktığı zamanlar… İflasların yaşandığı, sert kararların alındığı ve halkın alım gücünün zayıflatıldığı yıllar… (Turgut Özal ve Tansu Çiller...)
- 2002 ve bugün… Üretim yerine tüketim politikaları dikkat çekmeye başladı. Sanayileşmenin durdurulması ve mevcut işletmelerin özelleştirme yoluyla elden çıktığı zamanlar…
Şimdi biraz da dış dünyayı değerlendirmemiz gerekiyor…
İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD, kapitalist rejimi güçlendirmek ve yaymak için Marshall Planı’nı başlattı. Böylece üreten yerine bağımlı ülkelere doğru gidiş hızlandı…
ABD; bu dönemde;
- Dünya ticaretini serbestleştirme önlemleri aldı. Engeller azaltıldı.
- Avrupa ekonomisi toparlandı, güçlendi.
- Gelişmemiş (ve gelişmekte olan) ülkelerde sanayileşme başladı. Batı’nın bu ülkelerdeki pazarlarında daralma oldu. 1970’lerden sonra batılı toplumlar gelişmekte olan ülkelerde sanayileşmeden tedirgin oldu.
- Gelişmiş/sanayileşmiş ülkeler arasında, Guadaloupe toplantısı yapıldı (Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya.)
Çok ama çok önemli, yazıya dökülmeyen, akıllarda yer alan ve geliştirilen bir anlaşmaydı bu.
- Bu anlaşmaya yıllar sonra 1989’da Washington Consensus adı verildi.
Bu anlaşmanın amacı:
- Ekonomik krizi önlemek için çeşitli istikrar önlemleri almak; (bütçeleri denkleştirmek gibi)
- Dünya ticaretine (serbestleştirmeyi artırarak, koruma engellerini yok ederek) kendi yararlarına uygun bir şekil vermek…
Bu anlaşmanın içinde önemli bir madde vardı:
- Gelişme halindeki ülkelerde kurulu, devlet kaynaklı sanayinin özelleştirilmesi istendi.
Bu dönemde tanıdık bir isim bir rapora imza attı. 1978’deki Kemal Derviş ve S. Robinson imzalı Dünya Bankası Raporu, Türkiye için fren istiyordu…
1980 sonrası bir istikrar programı hazırlandı. Bu programın bir maddesinde Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin (KİT) özelleştirme yoluyla tasfiyesi hükmü vardı. Özal, sanayileşme hızının azaltılacağını açıkladı. Özelleştirme başladı; fakat başarılı olmadı.
Bu arada sanayileşme devam etti… Çiller, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’ni imzaladı. Gümrükler açıldı.
Sanayileşme yine devam etti…
Ekonominin dengeleri bozuldu. Ecevit, Dünya Bankası’ndan Kemal Derviş’i davet etti. Derviş, faizleri yükseltti. Dolar ucuzladı. Açık gümrüklerden Türkiye’ye mal aktı. Sanayiciler yatırımı bırakıp ithalatçı ve tüccar oldu.
2002 yılındaki erken seçim sonunda, yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldi.
Sanayileşmede fren etkisi kendini gösterdi. 2012 yılına kadar 52 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleşti. Yatırımların payı yüzde 12-14’e kadar geriledi… Tüketim ekonomisi uygulandı.
İşsizlik arttı. İç ve dış açıklar tehlikeli boyutlara ulaştı.
Yöneticiler faiz ve dolar oyunları ile günümüzü idare etmeye çalışıyor.
Özetle onlar istedi biz yaptık ve uyku hali halen devam ediyor…
Koalisyon arayışında olan partilere duyurulur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Y. Can TOPAKTAŞ
Adım adım ekonomik düzen…
Türkiye’de sanayileşme arzusu çok güçlü başladı, fakat son zamanlarda hissedilir bir duraklama yaşanıyor sanki…
Gelin yıllarla birlikte atılan adımlara birlikte göz atalım…
- 1928-1950; Devletçilik ve sanayileşme… (Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve İnönü…)
- 1950-1960; Devletçilik ve dağınık sanayileşme hareketi… (Adnan Menderes)
- 1960-1980; Karma ekonomi. Sanayileşmede gelişme dönemi. (İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan)
İşte bu yıllarda yaşanan dalgalı politikalardan sonra sanayileşme heyecanı kayboldu ve küçük işletmelere dönük desteklerin devreye girdiğine şahit olduk…
- 1980-2002; İlk engellemelerin ortaya çıktığı zamanlar… İflasların yaşandığı, sert kararların alındığı ve halkın alım gücünün zayıflatıldığı yıllar… (Turgut Özal ve Tansu Çiller...)
- 2002 ve bugün… Üretim yerine tüketim politikaları dikkat çekmeye başladı. Sanayileşmenin durdurulması ve mevcut işletmelerin özelleştirme yoluyla elden çıktığı zamanlar…
Şimdi biraz da dış dünyayı değerlendirmemiz gerekiyor…
İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD, kapitalist rejimi güçlendirmek ve yaymak için Marshall Planı’nı başlattı. Böylece üreten yerine bağımlı ülkelere doğru gidiş hızlandı…
ABD; bu dönemde;
- Dünya ticaretini serbestleştirme önlemleri aldı. Engeller azaltıldı.
- Avrupa ekonomisi toparlandı, güçlendi.
- Gelişmemiş (ve gelişmekte olan) ülkelerde sanayileşme başladı. Batı’nın bu ülkelerdeki pazarlarında daralma oldu.
1970’lerden sonra batılı toplumlar gelişmekte olan ülkelerde sanayileşmeden tedirgin oldu.
- Gelişmiş/sanayileşmiş ülkeler arasında, Guadaloupe toplantısı yapıldı (Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya.)
Çok ama çok önemli, yazıya dökülmeyen, akıllarda yer alan ve geliştirilen bir anlaşmaydı bu.
- Bu anlaşmaya yıllar sonra 1989’da Washington Consensus adı verildi.
Bu anlaşmanın amacı:
- Ekonomik krizi önlemek için çeşitli istikrar önlemleri almak; (bütçeleri denkleştirmek gibi)
- Dünya ticaretine (serbestleştirmeyi artırarak, koruma engellerini yok ederek) kendi yararlarına uygun bir şekil vermek…
Bu anlaşmanın içinde önemli bir madde vardı:
- Gelişme halindeki ülkelerde kurulu, devlet kaynaklı sanayinin özelleştirilmesi istendi.
Bu dönemde tanıdık bir isim bir rapora imza attı. 1978’deki Kemal Derviş ve S. Robinson imzalı Dünya Bankası Raporu, Türkiye için fren istiyordu…
1980 sonrası bir istikrar programı hazırlandı. Bu programın bir maddesinde Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin (KİT) özelleştirme yoluyla tasfiyesi hükmü vardı.
Özal, sanayileşme hızının azaltılacağını açıkladı. Özelleştirme başladı; fakat başarılı olmadı.
Bu arada sanayileşme devam etti…
Çiller, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’ni imzaladı. Gümrükler açıldı.
Sanayileşme yine devam etti…
Ekonominin dengeleri bozuldu. Ecevit, Dünya Bankası’ndan Kemal Derviş’i davet etti. Derviş, faizleri yükseltti. Dolar ucuzladı. Açık gümrüklerden Türkiye’ye mal aktı. Sanayiciler yatırımı bırakıp ithalatçı ve tüccar oldu.
2002 yılındaki erken seçim sonunda, yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldi.
Sanayileşmede fren etkisi kendini gösterdi.
2012 yılına kadar 52 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleşti. Yatırımların payı yüzde 12-14’e kadar geriledi… Tüketim ekonomisi uygulandı.
İşsizlik arttı. İç ve dış açıklar tehlikeli boyutlara ulaştı.
Yöneticiler faiz ve dolar oyunları ile günümüzü idare etmeye çalışıyor.
Özetle onlar istedi biz yaptık ve uyku hali halen devam ediyor…
Koalisyon arayışında olan partilere duyurulur.