Ve önceki gün yeni seçilen vekillerimiz yemin ederek 25. dönem TBMM çalışmalarına başladılar.
Milletvekillerimiz Anayasa’nın 81. maddesine göre, “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim” diyerek televizyonlardan da yayınlanan TBMM’nin yeni dönem ilk oturumunda millet huzurunda söz verdiler.
Böylelikle seçim süreci tamamlanmış oldu, şimdi sıra icraat ve hizmette. Tabii ki milletvekillerinin icraatları da güçler ayrılığında da yer bulduğu şekliyle yasama vazifesi… Peki yasal düzenlemeler anlamında ne bekleniyor bu dönemde derseniz, ekonomik meselelerle ilgili yazdığımız için konuyu bu açıdan ele alacağız.
Hep yapısal reformlardan bahsedilir konuşmalarda veya bir seminerde, konferansta, hatta tartışma programında, konu dönüp dolaşıp yapısal reforma gelir takılır. Zaten iş dünyası temsilcilerinin pek çoğu da yaptıkları açıklamalarda seçimlerden sonra yapısal dönüşüm beklediklerini dile getirdiler hep.
İyi de, nedir bu yapısal reform, yapısal dönüşüm diye aklınıza geldiyse aktarayım. Mahfi Eğilmez Hoca “Yapısal reform, bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir” diyor bir yazısında… Hatta bu yapısal reformları siyasal reformlar, sosyal reformlar ve ekonomik reformlar olarak alt başlıklara ayırıyor.
Ege Cansen Hoca ise, “Yapısal reformlar, en geniş tanımıyla devletin ekonomideki yerini ve rolünü azaltmak veya çoğaltmak amacıyla yapılan düzenlemelerdir” diyor.
Bir başka tanımda da “….birçok şeyi içerir. Kısaca üretimde verimlilik artışının sağlanması, verginin tabana yayılarak dolaylı vergilerin oranının azaltılması, tarımsal desteklerin popülizmden arındırılması, sosyal güvenlik kurumlarının devletten destek almadan kendi içerisinde finansmanının sağlanması, kamu kesiminin borç yükünün net olarak azaltılması…” uzayıp giden ifadeler yer alıyor.
Bir ihtiyaçtan doğan yeni düzenleme olan reform ve yukarıda bahsedilen yapısal reformların yapılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler gerçekleştirilirken, bunu yapacak milletvekillerinin önceki gün ettikleri yemini göz önünde bulundurmaları hayati önem taşıyor.
Yani, reformlara evet de;
-Devletin varlığı ve bağımsızlığı,
-Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü,
-Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği,
-Hukukun üstünlüğü
-Demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık,
-Toplumun huzuru ve refahı,
-Millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması,
konularının unutulmaması gerek demek istiyorum…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nadir TÜLEK
Milletvekillerinin yemini ve yapısal reformlar
Ve önceki gün yeni seçilen vekillerimiz yemin ederek 25. dönem TBMM çalışmalarına başladılar.
Milletvekillerimiz Anayasa’nın 81. maddesine göre, “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim” diyerek televizyonlardan da yayınlanan TBMM’nin yeni dönem ilk oturumunda millet huzurunda söz verdiler.
Böylelikle seçim süreci tamamlanmış oldu, şimdi sıra icraat ve hizmette. Tabii ki milletvekillerinin icraatları da güçler ayrılığında da yer bulduğu şekliyle yasama vazifesi… Peki yasal düzenlemeler anlamında ne bekleniyor bu dönemde derseniz, ekonomik meselelerle ilgili yazdığımız için konuyu bu açıdan ele alacağız.
Hep yapısal reformlardan bahsedilir konuşmalarda veya bir seminerde, konferansta, hatta tartışma programında, konu dönüp dolaşıp yapısal reforma gelir takılır. Zaten iş dünyası temsilcilerinin pek çoğu da yaptıkları açıklamalarda seçimlerden sonra yapısal dönüşüm beklediklerini dile getirdiler hep.
İyi de, nedir bu yapısal reform, yapısal dönüşüm diye aklınıza geldiyse aktarayım. Mahfi Eğilmez Hoca “Yapısal reform, bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir” diyor bir yazısında… Hatta bu yapısal reformları siyasal reformlar, sosyal reformlar ve ekonomik reformlar olarak alt başlıklara ayırıyor.
Ege Cansen Hoca ise, “Yapısal reformlar, en geniş tanımıyla devletin ekonomideki yerini ve rolünü azaltmak veya çoğaltmak amacıyla yapılan düzenlemelerdir” diyor.
Bir başka tanımda da “….birçok şeyi içerir. Kısaca üretimde verimlilik artışının sağlanması, verginin tabana yayılarak dolaylı vergilerin oranının azaltılması, tarımsal desteklerin popülizmden arındırılması, sosyal güvenlik kurumlarının devletten destek almadan kendi içerisinde finansmanının sağlanması, kamu kesiminin borç yükünün net olarak azaltılması…” uzayıp giden ifadeler yer alıyor.
Bir ihtiyaçtan doğan yeni düzenleme olan reform ve yukarıda bahsedilen yapısal reformların yapılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler gerçekleştirilirken, bunu yapacak milletvekillerinin önceki gün ettikleri yemini göz önünde bulundurmaları hayati önem taşıyor.
Yani, reformlara evet de;
-Devletin varlığı ve bağımsızlığı,
-Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü,
-Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği,
-Hukukun üstünlüğü
-Demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık,
-Toplumun huzuru ve refahı,
-Millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması,
konularının unutulmaması gerek demek istiyorum…