Geçen hafta içinde AB Parlamentosu Başkanı Schultz kibarca bize size vizeye devam dedi. Ardından şartlarını sıralamaya başladı.
Bizden de ses çıktı mı hayır?
Aslında şunu sorgulamak gerekir.
AB bize karşı hangi sözünde durdu.
Hep işi yokuşa sürdü.
Kibarca siz AB’de istemiyoruz diyorlar.
Ama biz anlamak istemiyoruz bazen.
Ama artık anlama zamanı.
Biz de AB’ye girmek istemiyoruz.
***
Bir tarafta 250 milyonluk Türk Dünyası, bir tarafta 25 milyona yaklaşan Makedonya, Kosova, Arnavutluk ve Balkan coğrafyası.
Bize bunlar yeter demek gerekiyor.
Türkiye ağabeylik yapıp bu coğrafyayı birleştirse üzerine İslam dünyasını da ilave etse kim takar AB’yi.
İşte asıl beklediğimiz bu.
Yoksa AB’nin bizi alıp beklemesine gerek yok.
***
He bu olmadı mı?
Sınırlardan gidene de dur dememek lazım.
İsteyen denizden AB’ye, isteyen Kapıkule’den Avrupa’ya ulaşabilir.
Ondan sonra ne mi olur?
Onu da AB düşünsün…
Bize vermedikleri 6 milyar euroyu da kına parayı yapsınlar.
***
Türkiye bu resti AB’ye çeker mi?
Çekerse toplum nasıl tepki verir.
Vereceği tepki inanın başkanlık sistemine verilen destekten daha fazla olur.
Ben böyle düşünüyorum.
Benim çevremdekiler de böyle.
Ya siz sevgili okurlar…